15 Aralık 2010 Çarşamba

Işın Ağa

Bir Ağanın dilinden hayat,
        Zor olsa, her yer dağ olsa,
        Toz edip toplarsın tek avucunda.
        Savurup bir nefeste
        Rüzgarla dağıtırsın ya etrafa...

        Rüzgar olsa olsa ailedir, dosttur yanında
        Yoruldugunda yaslandığın sağlam kayadır arkanda
        Sevindiğinde kulağına varandır icabında :)
        Güvendir, sevgidir, özendir, candır her an,
        her dakikanda....

****Doğumgünümü telefonla, mesajla, yok bana yetmezz duvarlara yazacağım diyerek, 2D ve 3D hediyelerle kutlayan, şiirlere serpen, damardan çikolataya bocayan, dolayısıyla yüzümde koskocaman bir tebessüme neden olan herkese teşekkür ederim :))))****

4 Aralık 2010 Cumartesi

ÇeşNi

Okuyanların gözlerine, Yorum yapanların parmaklarına sağlık :)
Arada muzip düz yazılara da sıra gelecek...


Deniz feneri limana kadar elbet.. :) İri zincir baklaları, ağır çapanın izinde gürültülü bir telaşla dibe varma çabasında, yelkenler toparlanıyor, Evin tatlı huzuru, iyot kokusunu çoktan bastırmış, artık gemi şehre demir atmış demektir...
Surların kapıları! Yolcular için açılma vakti...
Mahmur gözleri kamaştıran tatlı gün ışığı ve aralıkta açan kokulu çiçekler (olmaz demeyin yarın dışarıda gezin) seferden dönenleri selamlıyor...


Komik, biraz alaycı, hatta yer yer kalaylı bir uslupla şehr-i Işın'a şahit olacaksınız... :)

TopraK

Toprağına veda edemeden ayrılmak,
Bir yanı hep buruk kalmak...
Taşınırken anılar tebessüm sebebi,
Yokken de varlığınızdan güç almak.
Bunu yaşatmışsanız gurur sebebi
Böyle bir insanla tanışmak

Temmuz 2008

14 Kasım 2010 Pazar

Azönce kütüphanemi karıştırıken bir kitaba ve içinde de yazdığım ilk şiirime rastladım... Unutulmuşlugun sarısını barındıran yıllanmış beyaz bir yaprak, 11 yaşıma beni geri götürdüğü için, eğri harflerimle seneler sonra gülümsettiği için, onunla yazmaya başladığım için, onunla ilk derecemi aldığım için, ilk paramı kazandığım için, artık bir yapraktan öte olduğu için.. İlk'im oldugu için... :)

İLK' im...

ÇiçeklerimDen DüşeN GözyaşlaRı...


Bugün havada bir küstüm,
Bir sarı çiçeğim var
Onlardir, tek iki çiçektir gönlümde yatan
Dışardaki binlercesinin yanında
En güzeli, en narini, en özelidir içimde olan...


Bugün havada bir küstüm,
Bir sarı çiçeğim var
Yaprakları daha açarken solmuş
"Bizi bu çatlamaya yüz tutmuş,
kurumuş topraklardan kopar" derken
içimden bir ses mırıldanmış,
Haberim bile yok!


Hoşkadem'le çıktık bir yolculuğa,
Açtık sağır, denizin şırıltısına
Otların rüzgarda dalgalandığı
Hafif bir esintiyi
gök yüzüne ilettikleri,
yarı sesli, yarı sessiz hoş mırıltıyı,
Yıllardır unuttugum özlemi,
içimizde uyandırmaya çalıştık.

Bugün havada bir küstüm,
Bir sarı çiçeğim var
Gri bacalarda, çatlayan toprakta, kurumuş ağaçlarda
Yaşam mücadelesi veren iki çiçeğim.
Gözlerinden akan su damlacıklarıyla
Sevgiyi onlardan esirgeyen bir milleti,
Uyandırmaya çalışırken kurumuşlar...

VE BEN HALA UYUYORUM!!


Ekim 1992

9 Ekim 2010 Cumartesi

MutluluK

Neyine üzüleyim fani dünya,
Bir dakika sonrasını bilen mi var?

Umut damla olup, yanağıma varmadan tebessüm oluyorsa,
Tam kayboldum dediğim anda,
Yüce dağlar önümde diz çöküyorsa
Yer dümdüz, aradığım karşımda duruyorsa...


Neyine üzüleyim fani dünya?
Mutluluk ararken değilde,
dururken çıkıp geliyorsa
Bin bilek olsa koskoca hüzün,
Tek bileğimde bükülüyorsa...


Neyine üzüleyim fani dünya?
Dönerken içine kattığın sayısız,
Oynanan tüm oyunlar kuralsız,
Yaşarken binler kaygısız,
Bana mahsus yalnız,
Boyuneğmez mutluluk, bende katıksız :)


09.10.10

Cundanın antikacılarında mest bir gezgin :)

9 Haziran 2010 Çarşamba

Gün gelirde *hayatı* anlat Derlerse ...

Bu nasıl Hayat,
Ne bilinmez bıçak,
Yaralamak için mi saplanır ?
İçindeki kurşunu çıkarmak için mi?
Saplandığında ne mümkün anlamak ...

Düşerken çarptığında kopanlar mı,
Yanımdan yuvarlananlar ?
Zirveye çıkan hırslı adımlarımdan mı arta kalanlar?
Yaşarken ne mümkün anlamak ...

Sarp deli bir yamaç önce,
Heryere hakim, eşsiz bir zirveye mi gebe?
İlk gördüğünde ne mümkün anlamak ...

Işın derki, Yamacı deli yapanda
Zirveyi eşsiz kılanda insandır
İnandığın için çabalar,
Olmasını istediğin için yaşarsın,
Olmadı, Yaşadığını istediğin yaparsın.
Küçükken ne mümkün anlamak ...

14.03.10

28 Mayıs 2010 Cuma

Deli EmiR

Bazen yaralı bir yürek,
Bazen bir kütük,
Bazen ince bir filiz,
Bazen sen gibiyim

Yalnız ama güçlü,
Sabrımla keskin bir kılıç,
Bazen kınından çıkıp,
Böğrüme saplanmış gibiyim

Zor tek başına,
Yek meydan okumak hayata,
Hayatı benle karıp,
ilmek ilmek nefsimle dokunmuş gibiyim

Demiri acıyla tavlar,
Daldırırsın kahırla suya,
Ya kırılırsın, ya kalkarsın ayağa
Sen güçlüsün, hadi uzatma,
Hiiiç sızlanma, kalk ayağa ! :)

28.04.2007

AnoniM

Bekle kar altında kalan buğday tanesi,
Yine onun sularıyla yeşereceksin.
Göz yaşları çare değil ağlama büyü
Başını dik tutabilirsen boy vereceksin :)

I treat the unknown's envoi with respect
feel free among my boundaries,
you're at Isinapolis

20 Mayıs 2010 Perşembe

Belli BelirsiZ

Öylece ince, ince süzüle,
Dökülüp yanaklarımdan,
Ürkek değerek enseme
Deki saçlarım karışmış,
Yüzümde damlalar...
 Gökten mi, yürekten mi, kim bile...

07.11.07

AskeR

Kurşunu yastık bilip gecelerce,
bileyledim süngümü hasretinle.
Hercai belimde palaska, boynumda künye
gönlümde sen varsın,
Kirpiğine zarar gelmez canım,
sınırım ben bu gece..

Yasladım ümitlerimi soğuk enseme,
Bir an dalmadan uyudum tetikte.
Geçtiğim sayısız sarp yardan,
Yaşamı bildim bir yudum su,
boğazımda bir lokma ekmekle.

Alnımdan süzülen tere,
Gözümden yuvarlanan özleme,
Gereketiğinde kestiğim nefeslere
Damarımda saklarım, geçmiş atamdan özüme,
Sen sakın üzülme, elbet döneceğim düşünme,
Gerektiğinde tek yüreğim kalsa, son cephede,
Kirpiğine zarar gelecekse,
Bil ki zırhınım ben bu gece..

27.12.09

19 Mayıs 2010 Çarşamba

GöreV

Güzel içinde, bakacaksın,
Faniler zamanla yarışırken,
Sen usulca süzülüp, sıyrılacaksın!

07.11.07

IskartA

Dağlardan dizginlenmez suyu,
ya da taa dibinden
lavlarla denizlere, ateşten kor!

Geceden Yıldıza,
Yıldızdan göğe aydınlık!

Uzaktakine bir selamdan öte,
Koparıp güneştan bir parça
Uğruna elin yanacak olsa bile,
Sevgiyi ömrüne mühürlediğinde...

Gerektiğinde fırtına olup,
Rüzgarın önünü kestiğinde,
Koşmak zorunda olsan bile soluksuz,
Değeceğini bilerek yaşamak, yaşlanmaktır, varsa yürek,
Yoksa, bütün satırlar IskartA ... :)

19.03.09

KaftaN

Hüzünleri pul yapıp, işlerim kaftanıma tanelerini..
Işıltısı evrendeki yıldızlar misali,
İşleyene sor, işlemek ne zor..
Kaftan sırtımda yük mü, mertebe mi ?
Taşıyana sor, anlamak ne zor..

Büyüklüğü kadar yere sürünür,
Yürürken tutmasını bil çamura bürünür,
Yüreğinin atışını göğsüne, yaşını sildiğin bileğine,
cesareti isyanına mühür, alev gözlerine,
gururunu, saklar dik yakanda üşüdüğünde..
Değerini bilmez cahil, şuursuz ancak kaftana yürür !
Yine kuşanmasını bilen yiğit, ancak içindeki beni görür..
11.01.10

GeçmiŞ

Suyun üstünde adımlarım,
İlerledikçe en fazla yayılan,
iç içe halkalarım...
Geride kalan gecmişse,
İzi kalmaz anılarım...
23.01.10

GeleceK

Bir gelecek düşledim...
Işıkla çizdim kareleri,
Mumdan farklı, yandıkça tükenmeyecek
Ne de hercai bir rüzgarda, ansızın sönecek...
23.01.10