3 Aralık 2014 Çarşamba

KANATLAR... Güzel fotoğraf için teşekkür ederim :)


KANATLAR


Mavi gökyüzünü, aralar beyaz kanatlar
Kâh bir yudum simit yakalama çabasında
Kâh burun, buruna bir yarış, ada vapuruyla
Kanatlar ezeli rozet, kadim İstanbul’a

Sensiz eksik İstanbul,
Turkuaz boğaz keza.
Yorgun gözlerim dinlenir deli rüzgârında.
Savrulur saçlarım, karışır düşünceler dalgalarına...

Kız Kulesinde bir bardak çay, içinde yudum yudum anılarım
Özgürlük tutulmaz misafirdir, martının kanat uçlarında
İlk deneme Hezarfenle Galata kulesinden Üsküdar'a
Bende her daim volta, geçmişten yarına, sonsuz semada
İki kanadı eksikte olsa, ruhum durmaz çakılı hiçbir mekâna…


Işın Erenoğlu Üstündağ

4 Kasım 2014 Salı

Dün akşamki "mehtap Yaratanın yaşayanlara Lütfuydu, dile dökülmez güzellikteydi"... Fotoğrafından ne kadarını aktarırsam bir ömre kardır :)))

LÜTUF & MEKTUP


Ey ömrüm bana lütufsun
Yaradan'dan gelen zarif mektubumsun
Okuyup, yüreğime sakladığım katlı ruhumsun
Katları açıldıkça A5 ten A1'e efsunumsun
Sarı zarfında örülü saçlarım, nazarımda lacivert mürekkepli yolculuğumsun

Okudukça sen, yaşadıkça sen varsın...
Huzme nurum, ince kalemin
Güneşin aydınlığında, gecenin mehtabında
Başında da, en sonunda da yine sen varsın...

21.10.2013
04.11.2014

27 Haziran 2014 Cuma

Sizin imZanız nasıl ?


PAMUK İPLİKTEN İPEK ŞAL

Sürmeli göze, yaş olmaz,

Ilgaz dağa, duman olmaz,
Umutlar rüyalara saklanmaz!
Kaderin bahanelerine mahkum olunmaz...

Damlasız yağmur olmaz
Kuşun kanadı bağlanmaz
Vicdanı olmazsa, insan olmaz
Cihan ayaklarıma serildi diyenler!
Bu dünyaya sultan dayanmaz…

Pamuk iplikten, ipek şal dokunmaz
Zinciri kopmayan hayal gerçek olmaz
Tok kaygısız, açın karnı yalnız!
Herkesin imzası, bu devranda kalıcı olmaz…


Işın Erenoğlu Üstündağ

07.11.2007

29 Mayıs 2014 Perşembe

Söz Işın’a, dünya sultan Süleyman’a kalır mı? yeni mahsül "SiRke" efendim... ;)

SiRkE

 

Kurşun, kuş olup uçar mı?
Kurşunu atan şaşar kalır mı?
Üzüm kızarıp, küp, küp sirke dolar mı?
Söz Işın’a, dünya sultan Süleyman’a 
kalır mı?

Kibir yerini, hiçlik alır mı?
Sayısız olan, sıfırlanır mı?
Sirke, bal olsa ayırt eden çıkar mı?
Bal’a sirke deseler, üzümler sesini 
çıkarır mı?!  ;)

Işın Erenoğlu Üstündağ

23.10.2013

28 Nisan 2014 Pazartesi

Buyurun dostlar HaliL İbrahim SofraSına :)


HaliL İbrahim SofraSı

Sonu ufki, beyaz etekleri dalgalanan
büyük bir sofra
Her gün, amade bir tabakta sunulur peşi sıra
Acı bir tabakta, ekşi bir tabakta, tuzlu bir tabakta
Tabaklar ister gümüş, ister altın yada bir beşik ki, dolarlardan sarma
Kalan her güne dair "kişiye özgü" bir tat damakta…

Karnı doyarken, dilek o ki, ruhu da doysa!
Önündekini yerken, demiri atmış yandakinin tabağına…
Kaşığı salla, kaşığı salla, yanında taşır “kürek” fırsatını bulsa…
Aş, çok tatlı da olsa, az tuzlu da olsa!

Yaşam bir sanat, her günü yaşa adabınla doya doya!
Kaç gün yazıldı alnına, kaç gün kaldı hesabı bir kenara.
Haydi dostlar, buyurun Halil İbrahim Sofrasına...

Işın Erenoğlu Üstündağ
28.04.2014

18 Nisan 2014 Cuma

Türkiye ekonomide, sanayide değil, ÇOCUK GELİN ayıbında Avrupa iKincisi...


ÇOCUK GELİN

Ilgaz dağ başında aralanmaz duman mısın?
Zülfüm, yüzüme çelik duvar mısın?
Derdim, başıma telli duvak mısın?
Bir türkünün dört köşesi hayat, söylesem halim anlar mısın?

Işın Erenoğlu Üstündağ

10.10.2013

5 Mart 2014 Çarşamba

Öğüt mü? Salıncak mı? adı sizin seçiminiz olsun...



ÖĞÜT  / SaLıncaK


Nasıl güzel küçükken hayat...
Her yerde oyuncaklar, pembe masallar, çikolatalar…
Biraz büyüyünce,
Düşünceler salkım saçak!


Ömür dediğin bir "asabi salıncak"
Tam çok yakınım derken elinden kaçacak,
Ya da artık olmaz derken, sana yaklaşacak.
Salıncak bu, zamanla yavaşlayıp elbet duracak.
Gördüğüne inanmayı değil,
Ayakta kalmayı öğretecek bize hayat!

Daha toysun diyorlar, bu değirmen neler öğüttü…
“Görünene inanma” diyorlar, hani sadece bir öğüttü?

          03.10.2013
          Işın Erenoğlu Üstündağ
          www.isinapolis.com

       

13 Şubat 2014 Perşembe

ARaF 'la yola devam :)

ARaF

 

Karanlığı, sessiz bu gecelere kilitle!
Aymış, yıldızmış, hurda aydınlık nafile...
Cılız ışıkların feryadı yansımakta, hayrı yok kimseye
Herkes sağırsa, ben de dilsizim ne çare?!
Bundan böyle yamalı harfler, kelimelerden sürgün biline...

Sonra inceden hercai bir ateş titrer içimde
Ne alevi var, ne de feri sönmekte…
Araf’ta bile tarafım, inat karanlık gecelere!
Akıl almaz, yürek sığmaz kafese…
Pandora’ nın kutusu cebri açılsa bile,
Bir tek umut dökülmez, kalır kenetli sahibine…

10.2008
Işın Erenoğlu Üstündağ
www.isinapolis.com